4 Mayıs 2016 Çarşamba
BİLİNCİ KAPALI HASTALARDA HEMŞİRELİK BAKIMI
Bilinci kapalı ve yatağa bağımlı
hastaları;
Yatağa bağımlı olmaları
Pek çok invaziv
işleme maruz kalmaları
Anstabil
hemodimadik
durum
İletişim kurmada sınırlılık gibi
nedenlerden dolayı
AMAÇ
Yatağa bağımlı hastanın ihtiyaçlarını
belirlemek;
bu doğrultuda yapılacak uygulamalarla, hasta bireyin yaşam
kalitesini yükseltmek ve olabilecek komplikasyonları en aza
indirmek.
Bakım Planlanırken ve Uygulanırken Dikkate
Alınması Gereken Günlük
Yaşam Aktiviteleri
- Çevre güvenliğinin
- Solunum
- Dolaşım
- Beslenme
- Boşaltım
- Uyku
- Fiziksel aktivite
- İletişim
- Bireysel hijyen
- Vücut ısısının sürdürülmesi
-
Ölüm
Yapılması Gereken Bakım ve İşlemler
Göz Bakımı
AĞIZ, KULAK, BURUN TEMİZLİĞİ
Kulaklar: Banyo sırasında kulak kepçeleri silinerek
temizlenir, normalde bunun dışında fazla bir gereksinimi
yoktur. Temizlik amacıyla iç kulağa pamuklu çubuk
itilmemelidir. Kulaktan BOS veya kan geliyorsa,
yalnızca kulak dışına akan sızıntı temizlenir.
PERİNE BAKIMI
Foley kateteri olmayan hastada günde birkez perine bakımı yeterli olabilir. Vajinal akıntı veya gaita çıkarım miktarına göre bu sayı değişebilir perina bakımı sabunlu su ile yapılır. Temizden kirliye veya yukarıdan aşağı kuralına göre temizlik yapılır.
KISMİ VÜCUT TEMİZLİĞİ
Kirli vücut bölgeleri temizden kirliye silinir veya yıkanır. Özellikle koltuk altları, perine, kadınlarda göğüs altları temizlenmelidir.
PASİF EGZERSİZ VE POZİSYON DEĞİŞİKLİĞİ
Yatağa bağımlı hastalarda hareketsizlik sonucu en sık görülen komplikasyonlar, kas atrofisi ve kontraktürlerdir. En sık görülen kontraktürler:
-El, bilek ve parmakların fleksiyon kontraktürü,
-Bacak external rotasyon kontraktürü,
Hastaya pozisyon verirken dikkat edilecek noktalar :
- Hastanın yatak tarafındaki kolunun vücudun altında kalmamasına dikkat edilmelidir.
MASAJ
Masajı vücudun belli bölgelerine yöntemli ve düzenli olarak uygulanan basınç, ovma yoğurma işlemleri olarak tanımlayabiliriz.
Trakeotomi: Hava girişini sağlamak için, boyunda 2.-3. trakeal halkalar arasına geçici bir süre için açılan deliğe denir.
BESLENME VE ELİMİNASYON
Genel anlamda beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olabilme amacıyla dışarıdan besin maddelerini alıp kullanmasıdır.
Beslenmenin hizmet ettiği amaçlar şunlardır.
-Vücuda enerji ve ısı sağlamak
Yatağa bağımlı hastada beslenme (nütrisyon) için 2 yöntem
kullanılabilir:
TOTAL PARENTERAL BESLENME
Göz Bakımı
Özellikle bilinçsiz hastalarda göz
kapakları tam kapanmadığı için gözler açık kalabilir.
kapakları tam kapanmadığı için gözler açık kalabilir.
Bu durum korneada kuruma, ülserasyon ve sonuçta
körlüğe neden olabilir.
körlüğe neden olabilir.
Göz bakımı, her iki
gözün serum fizyolojik (SF) ile irrigasyonu ve yumuşak bir bezle gözlerin
silinmesinden ibarettir.
Gözler, içten dışa doğru
( burundan şakak yönüne) silinmelidir.
Silme sırasında göze basınç uygulanmaması, göz içi yapılara
(lens, vitreus vb.) zarar vermemek açısından önemlidir.
Bilinci kapalı hastalarda, gözlerin 4 saatte bir SF veya yapay
gözyaşı ile nemlendirilmesi, uyku saatlerinde kapatılması, unutulmamalıdır.
AĞIZ, KULAK, BURUN TEMİZLİĞİ
Kulaklar: Banyo sırasında kulak kepçeleri silinerek
temizlenir, normalde bunun dışında fazla bir gereksinimi
yoktur. Temizlik amacıyla iç kulağa pamuklu çubuk
itilmemelidir. Kulaktan BOS veya kan geliyorsa,
yalnızca kulak dışına akan sızıntı temizlenir.
Burun: Burun içindeki fazla salgılar, su veya SF ile
ıslatılarak, pamuklu çubukla temizlenir. Nazogastrik sonda (NG) takılı
hastalarda sondanın yarattığı basınç, nazal mukozada duyarlılık, inflamasyon,
kabuklanma veya kanamaya neden olabilir. Bu tür sorunlara engel olmak için :
Her gün buruna bası açısından NG gözlenir.
Tespit için kullanılan flaster ıslanırsa hemen
değiştirilmelidir (ıslak flaster deriyi yumuşatarak çabuk hasarlanmasına neden
olur).
Ağız: Hastanın bilinci açıksa en iyi ağız bakımı, diş
fırçalamadır. Bilinci kapalı hastalarda 2-8 saatte bir ağızdaki sekresyon
alınır ve ağız sodyum bikarbonat ile
temizlenir. Aft varsa, özel gargara çözeltileri kullanılabilir. Mantar
enfeksiyonu varsa antifungal suspansiyon kullanılabilir.
Genel bir önlem olarak dudakları kuruma ve çatlamaya karşı
yumuşatıcı losyonlarla nemlendirmek iyi olur.
PERİNE BAKIMI
Foley kateteri olmayan hastada günde birkez perine bakımı yeterli olabilir. Vajinal akıntı veya gaita çıkarım miktarına göre bu sayı değişebilir perina bakımı sabunlu su ile yapılır. Temizden kirliye veya yukarıdan aşağı kuralına göre temizlik yapılır.
KISMİ VÜCUT TEMİZLİĞİ
Kirli vücut bölgeleri temizden kirliye silinir veya yıkanır. Özellikle koltuk altları, perine, kadınlarda göğüs altları temizlenmelidir.
PASİF EGZERSİZ VE POZİSYON DEĞİŞİKLİĞİ
Yatağa bağımlı hastalarda hareketsizlik sonucu en sık görülen komplikasyonlar, kas atrofisi ve kontraktürlerdir. En sık görülen kontraktürler:
-El, bilek ve parmakların fleksiyon kontraktürü,
-Bacak external rotasyon kontraktürü,
-Dizde fleksiyon kontraktürü.
Hareketsiz hastalara pasif egzersiz sırasında yaptırılacak
Hareketsiz hastalara pasif egzersiz sırasında yaptırılacak
hareketler şunlardır:
-El ve ayak bileklerine sağa-sola rotasyon
-El ve ayak bileklerine sağa-sola rotasyon
-Bacaklara fleksiyon-ekstansiyon
-Kollara fleksiyon-ekstansiyon, abduksiyon-adduksiyon
her hareket en az 5 kez yaptırılmalı ve her 8 saatte bir
tekrarlanmalıdır. Kontraktür nedeniyle hareket kısıtlılığı
oluşmuş ise hareket sayısı giderek arttırılır.
tekrarlanmalıdır. Kontraktür nedeniyle hareket kısıtlılığı
oluşmuş ise hareket sayısı giderek arttırılır.
Hastaya pozisyon verirken dikkat edilecek noktalar :
- Hastanın yatak tarafındaki kolunun vücudun altında kalmamasına dikkat edilmelidir.
- Hastanın altında EKG kablosu, serum seti, enjektör iğnesinin
kabı vb. malzemelerin kalmamasına özen gösterilir.
-Baş ve boyun hiperekstansiyonda olmamalı, yüz gövde ile aynı
doğrultuda olmalıdır.
- Hasta hangi pozisyonda yatarsa yatsın, baş yatay düzleme
göre 30-40° kadar yüksekte olmalıdır.
MASAJ
Masajı vücudun belli bölgelerine yöntemli ve düzenli olarak uygulanan basınç, ovma yoğurma işlemleri olarak tanımlayabiliriz.
Bu uygulama kan akımını
arttırarak doku perfüzyonunun arttırılması ve basınç altındaki alanların
rahatlatılması açısından önemlidir.
Trakeotomi: Hava girişini sağlamak için, boyunda 2.-3. trakeal halkalar arasına geçici bir süre için açılan deliğe denir.
Trakeotomi bakımı: Uygun sondayla yapılan aspirasyonun
ardından, tek kullanımlık trakeotomi kanülü ve stoma çevresi, SF ile temizlenir
ve kurulanır.
Bu işlem günde en az 1 kez yapılmalıdır fakat ihtiyaca göre
sayı genellikle artar. Stoma çevresinin temizliği için alkollü antiseptikler
kullanılmaz.
Tek kullanımlık kanül, 5 gün kullanımdan sonra yenilenir.
Kanül kaldığı sürece, her 2 saatte bir 15 dakika süreyle kaf (cuff) havası
indirilerek, trakea duvarlarına olan bası azaltılmalıdır.
BESLENME VE ELİMİNASYON
Genel anlamda beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olabilme amacıyla dışarıdan besin maddelerini alıp kullanmasıdır.
Beslenmenin hizmet ettiği amaçlar şunlardır.
-Vücuda enerji ve ısı sağlamak
-Dokuların yapımı ve yenilenmesini sağlamak
-Tüm metabolik süreçleri düzenlemek
-Bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlamak.
Yatağa bağımlı hastada beslenme (nütrisyon) için 2 yöntem
kullanılabilir:
- Enteral
beslenme
- Total
parenteral beslenme (TPN)
ENTERAL BESLENME
Gastro-intestinal sistem (GIS) fonksiyonlarının sürmesi ve
barsak florasının korunması için NG veya orogastrik sonda ile, GIS yoluyla uygulanan
beslenmedir. Enteral beslenmede dikkat
edilmesi gereken noktalar şunlardır: regürjitasyonu önlemek için baş, yatay
düzlemden 30- 40° yükseltilir. Hastanın
gereksinmesine göre hesaplanmış beslenme çözeltisi miktarı 24 saate bölünür ve
saatlik damla infuzyonu biçiminde gönderilir. Her 5 saatte bir, 1 saat veya 24
saatte bir 4 saat beslenmeye ara verilebilir. (bazı kaynaklarda, daha
fizyolojik olması nedeniyle bolus tekniğiyle beslenme önerilmektedir. Fakat
bazal metabolizma hızı azalmış olan yatağa bağımlı hastalarda, mide dolgunluğu
ve regürjitasyon riski nedeniyle damla infüzyon yöntemi yeğlenmektedir.) Dinlenme
amaçlı beslenme aralarında sondadan su infüzyonu yapılmalıdır.
TOTAL PARENTERAL BESLENME
Temel besin maddelerinin vücudun gereksinim duyduğu
miktarlarda,intravenöz yoldan verilmesidir.
TPN, intestinal traktusun etkin şekilde kullanılamadığı bazı
hastalarda kullanılmalıdır.
PERİFERİK VENÖZ BESLENME
Parenteral tedavi 15 günden kısa ise.
Verilen çözeltinin osmolalitesi 700 mOsm/l’den az olmalıdır.
Verilecek toplam kcal sınırlı ise.
Parenteral nutrisyon için önerilen elektrolitlerin yarısını
içermelidir.
PARENTERAL NUTRİSYONDA KULLANILAN FORMÜLLER
DEKSTROZ(%5, %10, %20, %30, %50, %70)
AMİNO ASİTLER(%5, %10)
LİPİTLER(%10, %20, %30)
ELEKTROLİTLER(Na, K, Cl, Ca, Mg, P)
ESER ELEMENTLER(Zn, Cu, Cr, Mn, Se, Fe)
VİTAMİNLER(Yağda eriyen ve suda eriyen vitaminler)
PARENTERAL NUTRİSYONUN İZLENMESİ
METABOLİK PARAMETRELER
-Glukoz
-Sıvı ve elektrolit dengesi
-Karaciğer ve böbrek işlevleri
-Kolesterol ve trigliserid
VÜCUT AĞIRLIĞI
AZOT DENGESİ
VİSSERAL PROTEİN PARAMETRELERİ
SANTRAL VENÖZ YOL
Kısa süreli santral venöz beslenmede: (4 haftadan kısa)
1.Subklavian ven
2.İnternal juguler
ven
3.Periferik yoldan yerleştirilen santral
venöz kataterler
Bazilik
veya sefalik venler
Femoral ven ( tercih edilmemelidir.)
Uzun süreli veya kalıcı parenteral nutrisyon
1.Tünelli subklavian katater
2.İmplante infüzyon portları
PARENTERAL NUTRİSYONUN
KOMPLİKASYONLARI
Metabolik komplikasyonlar;
-Hiper veya hipoglisemi
-Elektrolit dengesizliği
-Prerenal azotemi
-Asit-baz bozukluğu
Gastrointestinal komplikasyonlar;
-Gastrit ve ülserasyon
-Hepatik disfonksiyon
-Gastrointestinal atrofi
Aşırı
beslenme :(35 kcal/kg’dan fazlası)
-Hepatik steatoz
-Hiperglisemi
-BUN artışı
-Hipertrigliseridemi
-Respiratuar distres sendromu
-CO2 üretiminde artış
Katater nedenli komplikasyonlar: İnfeksiyon:
Pnömotoraks
Çıkış yeri
ŞİLOTORAKS
Tünel
Hemotoraks
Kolonizasyon
Hava embolisi Bakteriyemi
Arter yaralanması Sepsis (CANDIDA!!!)
Sinir yaralanması
Kataterin uygun olmayan yerleşimi
Flebit
Tromboz
Katater oklüzyonu
Rüptür
Emboli
KOMA (Consciousness)
Bilinçlilik halinin tam karşıtıdır. Komadaki bir hasta dış uyaranlar ile uyandırılamaz. Hafif ve orta dereceli komada hasta ağrılı uyaranı lokalize edip eli ile uzaklaştırmak ister veya yüz buruşturma gibi genel bir cevap verir. Derin komada ise her türlü uyarıya refleks düzeyde bir cevap bile alınamaz.
Kademeleri sıralayacak olursak;
- Somnolans (letarji): Hasta uykuya eğilimlidir. Sesli uyaranlarla uyanıp sorulanlara doğru cevaplar verir. Fakat kendi hâline bırakılınca yeniden uyuklamaya başlar.
- Stupor: Sesli uyaranlara cevap alınamaz. İletişim kurabilmek için kuvvetli uyaran uygulamak gerekir.
Tekrarlanan uyaranlarla hasta gözlerini açar. Bu sırada sözlü emirleri yerine getiremez veya emri yavaş ve yetersiz şekilde uygular.
- Bilinç kaybı çeşitli seviyelerde olabilir. Bunun sık sık değerlendirilip kaydedilmesi gereklidir.
1. seviye (bayılma durumu): Kişi
kolay uyarılabilir, uyarılara cevap verebilir.
2. seviye (letarji, somnolans):
Bu seviyede hastada yarı uyku hâli, küntlük,
davranışlarda ağırlaşma vardır. Genellikle uyarılara cevap verir.
3. seviye (stupor,
yarı uykulu bilinçsizlik): Bu seviyede fiziksel ve mental
aktiviteler çok az görülür. Sözlü uyarılara cevap yetersizdir veya çok zor
anlaşılır. Hasta canlı ışık, gürültülü ses veya ağrılı uyarana mimiklerle cevap
verir.
4. seviye (yarı koma hâli): Normal
uyarılara cevap yoktur fakat ağrılı uyarılara cevap alınabilir. Refleksler
devam edebilir.
5. seviye (derin koma): Ekstremiteler
gevşek ve hareketsizdir. Kas, tendon
ve plantar
refleks genellikle yoktur. Ağrılı uyaranlara cevap yoktur. İnkontinans
vardır, pupillalar
dilate
veya konstrükte
olabilir, kornea ve farengeal
refleksler yoktur veya çok azdır.
NOT: Bilinci kapalı hastalarda bakım verebilmek için bilinç seviyelerini bilmek gerekir.
NOT: Bilinci kapalı hastalarda bakım verebilmek için bilinç seviyelerini bilmek gerekir.
BİLİNÇ
Bilinç; kişinin kendisinin ve çevresinde olan olayların farkında olmasıdır.
Bilinci oluşturan başlıca
bileşenler;
Uyanıklık hâli,
Bellek,
Yürütücü işlev,
Dikkat olarak sıralanabilir.
Uyanıklık hâli,
Bellek,
Yürütücü işlev,
Dikkat olarak sıralanabilir.
BİLİNÇ KAYBINA YA DA DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER:
- Beyin lezyonları,
- Beyin travmaları ve kanamaları
- Elektrolit dengesizlikleri,
- Hiperozmolarite,
- Hiperkalsemi,
- Asidoz,
- Hipoglisemi,
- Üremi,
- Karaciğer Hastalıkları,
- Alkol ve bazı ilaçların neden olduğu metabolik değişiklikler,
- Fonksiyonal veya psikiyatrik hastalıklardır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)